Abori’ye DİSİDER’in kapısını açan Başkan Şeyhmus Akbaş, derneğin vizyonunu, misyonunu ve geleceğe dair planlarını anlattı. Sayın Akbaş’a yönelttiğimi sorular ve yanıtları şöyle:
*Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Şeyhmus Akbaş kimdir?
05.12.1962 tarihinde Diyarbakır merkez Hasırlı mahallesinde doğdum. 5 çocuğum var. Uzun yıllardır Diyarbakır’da ticaret yapıyoruz. Açık öğretim Sosyoloji Bölümü mezunuyum. 80’lerde okul okumak çok zordu. Çocuklarıma rol model olmak ve gençlere bir örnek olmak adına yıllar sonra DOGÜNSİFED başkanıyken üniversite sınavına girdim. DOGÜNSİFED başkanlığını yaparken yurt dışında bölgenin ekonomik avantajlarını anlatmak amacıyla sunumlara katılıyordum. Herkesin üniversite mezunu olduğunu gördüm ve bu eksikliği de kendimde hissedince sınava girmeye karar verdim. Okumanın çok önemli olduğunu ve yaşın pek önemi olmadığını göstermek amacıyla girdiğim sınavda sosyoloji bölümünü tercih ettim ve bitirirken 50 yaşındaydım.
*İş hayatına nasıl atıldınız?
Bir taksi durağımız vardı. O dönemde durakta kahyalık yapıyordum. Daha sonra askere gidip geldim. Ticaret hayatım Aygaz bayiliğiyle başladı. Daha sonra inşaat, beyaz eşya ve çeşitli gruplarda bölge ve il bayii bazında girişimlerimiz oldu. İnşaatı ön plana alarak ilerleme kaydettik.
*Şu an hangi sektörde devam ediyorsunuz?
Akbaş Grup olarak bünyemizde inşaat/ihracat, özel güvenlik şirketi ve sigorta şirketlerimiz var.
*Hangi STK’larda görev aldınız?
1993 yılında GÜNSİAD’a üye oldum ve çeşitli kademelerinde görev aldım. Üyeliğim halen devam ediyor. Diyarbakırspor’da farklı yıllarda yöneticilik yaptım. DİSİAD üyesiydim. Başkan istifa edince arkadaşların teveccühüyle 2001/2005 yılları arasında DİSİAD başkanlığı yaptım. 2004 yılında TÜRKİYE SİAD (Türkiye Sanayici ve İş Adamları Dernekleri) Platformu dönem başkanlığı yaptım. Son zirvemizi de Diyarbakır’da yaptık. 2004 yılı içinde TÜRKİYE SİAD konfedarasyonlaşma kararı aldı. Biz de Doğu ve Güneydoğu illerinde bulunan iş adamları ve iş kadınları dernekleriyle beraber DOGÜNSİFED’i (Doğu Güneydoğu Sanayici ve İş Adamları Federasyonu) kurduk. Kurucu başkanlığını ve yönetim kurulu başkanlığını 4 yıl yaptım. TÜRKONFED’in kurucu üyelerinden biriyim. Çeşitli kademelerinde görev aldım. Şu anda Yüksek Danışma Kurulu üyesiyim. Çeşitli Sosyal yardımlaşma derneklerinde görev aldım.
*DİSİDER’in kuruluş süreci nasıl oldu?
Bu derneğin kurulması uzun istişareler sonucu oldu. İş adamlarımızla nasıl bir yol izleyebileceğimizi konuştuk. Şehir büyüdü ve bir derneğin yeterli olmayacağını, yeni bir derneğin bize heyecan katacağını düşünen bir çok arkadaşımız vardı. İstifa etmeden önce de birçok arkadaşımız yeni bir dernek kuralım diye düşünmüşlerdi. Biz yine o heyecanı DİSİAD’a katabilirsek yeni bir dernek kurmayalım diye düşündük. Ama olmadı biz de böyle bir yol çizdik. Sağ olsun kurucularımız bize yetkiyi verdiler ve 25 kurucuyla yola çıktık. Her birimiz kendi alanında başarılı olan bir grup oluşturduk. Vizyonumuz, misyonumuz ve değerlerimizi yazılı bir şekilde ortak kararlarla aldık. DİSİDER’in kuruluşundaki amaç başka bir kurum ve kuruluşa zarar vermek değildir. Amacımız; kentimizi daha ileriye taşımak, bu kadim şehri marka haline getirmek, genç girişimcilere rol model olmak ve Vizyonumuzda belirttiğimiz gibi iş dünyasının sürdürülebilirliğine katkı sağlamaktır.
*DİSİDER öncelik olarak bu kentte neyi sorun olarak görüyor? Bu sorunların çözüm adımları neler olacak?
Öncelikle bu kentin siyasetle değil ekonomiyle gündeme gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu kentte hizmet yapmak, girişimcilere cesaret verip onların önünü açmak bizim temel amaçlarımızdandır. Demokrasi ve insan hakları hukukun üstünlüğü ilkesine de inanarak, birlik ve beraberlik kardeşliğini esas alıp, birbirimizi ayrıştırmadan sivil toplum kuruluşu standartlarına ve özüne sadık kalıp tarafsız, şeffaf iş dünyası oluşturmak ve sürdürülebilirliğini sağlamaktır. DİSİDER’in tek bir amacı var; Diyarbakır’a yeni hikayeler yazmaktır.
“DİYARBAKIR’IN TANITIMI İÇİN BÜYÜK ÇABAMIZ OLACAK”
*Programladığınız yeni şeyler var mı?
Diyarbakır’ın tanıtımı, istihdam ve proje yarışmaları gibi farklı alanlarda ekibimiz çalışıyor. Ocak ayına yetiştirebilirsek lansmanımızda projelerimizi anlatacağız. Tek bir amacımız var; Diyarbakır’ın güzelliklerini öne çıkarmamız gerekiyor. Bu kadim şehir için herkes çabalamalı. Yoksulluğun ve işsizliğin olmadığı refah seviyesi yüksek bir Diyarbakır yaratmak. Siyaset işlerini siyasetçilere bırakıp, biz asıl işimizi yapmalıyız.
“KRİZ, TİCARETTE DARALMAYA NEDEN OLDU”
*Ekonomik olarak kötü bir tablo var. İşveren kesim olarak siz nasıl etkilendiniz? Neler yapılmalı?
Özellikle kur artışlarının yükselmesiyle ticarette ciddi anlamda bir daralma oldu. Güvensizlik ortamı yaratıldı. Bu güvensizlik ortamının giderilmesi noktasında mevcut hükümetin tedbirleri almasını istiyoruz. Bu şekilde ne çalışan için ne de işveren için sürdürülebilir bir durum değildir. İstihdamı korumak ve arttırmak için çalışmalar yapılmalı. Biz ancak birlikte hareket edersek bu sorunları aşabiliriz. Birbirimize destek olmaya ve inanmaya ihtiyacımız var. Hepimiz aynı geminin yolcularıyız, gemi su almış olabilir. Ama biz bu gemiyi nasıl limana ulaştırabiliriz? Bunu düşünmemiz gerekiyor. Bu tablo toplumun her kesimini ilgilendiren ve rahatsız eden bir tablodur. Eminim ki; hükümet de, cumhurbaşkanı da bu tablodan rahatsızdır.
Bu rahatsızlığı gidermenin yolu birbirimize destek olmaktır. Dünya büyük bir sıkıntıdan geçti. Dünya ile beraber ülkemiz de Pandemi sürecinde sıkıntılar yaşadı. Yaşanılanlar da göz önüne alınarak, her şey siyasi araç olarak kullanılmamalı ve olaylara da soğukkanlı bir şekilde yaklaşılmalıdır.
Ayrıca asgari ücret zammından memnun olduğumuzu söylemek isterim. Damga ve gelir vergisinin kaldırılması olumludur. Ancak işletmelerimizin sürdürülebilirliği ve istihdamın devamını sağlamak kayıt dışı istihdamın önüne geçmek için işletmelerimiz ek tedbirlerle güçlendirilmelidir.
“SERMAYE GÖÇÜNÜ TERSİNE ÇEVİRME GAYRETMİZ OLACAK”
*Diyarbakır ekonomisi istenilen noktada mı? Değilse neler yapılmalı?
Diyarbakır ekonomisiyle ilgili şunları söyleyebilirim; işsizlik sorunumuz var. Geçmişte yaşanan olaylardan dolayı sermaye beyin göçü var. Tüm bunlara baktığımızda yeniden bir sinerji yaratmaya ihtiyacımız var. Son zamanlarda sağlanan huzur ve güven ortamıyla beraber yatırımcıların gözdesi haline gelen ilimizde huzur güven ortamının devamlılığını sağlamak sadece devlete değil, STK’lara, kamuoyuna ve halka da düşüyor. Son zamanlarda kamu ve özel kuruluşların yaptıkları hizmetler yatırımın önünü açarak ilimize önemli bir değer kattı. Herkes kendi görevini yerine getirirse Diyarbakır’ın çok güzel yerlere geleceğine inanıyorum. Toplumun sorunlarına daha sağ duyuyla yaklaşmalıyız. Çünkü her şey iyi bir toplum içindir. Bugün daha iyi hizmet görüyoruz. Hizmet edene teşekkür etmeyi de bilmeliyiz. Bazı kalıplardan çıkmamız gerektiğine inanıyorum.
DİSİDER’in amacı kenti markalaştırmak. Bu kent bugün bulunduğu konumu hak etmiyor. Geçmişte yapılan yanlışlardan verilen beyin ve sermaye göçü yeni yeni geri dönüyor. Şehri; tarihiyle, yemeğiyle, kültürüyle, turizmiyle, sanayisiyle de öne çıkarmak istiyoruz. Gelecek nesillere güzel bir miras bırakmalıyız. Gençlerimiz buradan başka şehirlere ve yurt dışına gitmek için gayret etmesin.
Biz DİSİDER olarak çok güçlü kemik bir kadro oluşturduk. Tecrübe ve birikimimizle bu kent için çok güzel şeyler yapacağız.
“DİYARBAKIR’DAKİ AVANTAJLAR YATIRIMICININ LEHİNE”
Yatırımcının burayı tercih etmesinin çok sebebi var. Genç iş gücüne sahibiz. Teşvikler yatırımlar için imkanlar yaratıyor. Diyarbakır’ın geçmişte ticari yaşamına baktığımızda merkezi konumu itibari ile her yere yakın olması, yatırımcı için inanılmaz bir fırsat sunuyor. Son dönemlerde hizmetlerle gelişen bir şehir. Buraya kim yatırım yaparsa gelecek için hem avantajlı hem de kazançlı bir fırsat olacaktır. Bana göre böyle imkan ve avantajlar varken yatırımcının buraya gelmesi için birçok neden var.